Her kadında bir çift yumurtalık bulunmaktadır. Kadınlardaki üreme sisteminin en önemli parçalarından biri olan yumurtalıklar, rahmin her iki yanına yerleşmiştir.  Yaklaşık bir zeytin büyüklüğünde olan yumurtalıklar, oval biçimleriyle dikkati çeker. Temel olarak yumurta üretiminden sorumlu olan yumurtalıklar, rahimle birlikte kadının doğurganlığını sağlayan iki organdan birisidir. Yumurtalıklarda ortaya çıkan kötü huylu urlar (tümörler) yumurtalık kanseri olarak adlandırılmaktadır.

Yumurtalık kanseri kadınlarda kanser nedeniyle meydana gelen ölümlere yol açan kötü huylu hastalıklar listesinde beşinci sıradadır. Yumurtalık kanseri, kadınlara özgü üreme organlarında meydana gelen kötü huylu hastalıklar içinde ikinci sıklıkta görülen ve en fazla ölüme neden olan kanserdir.

Yumurtalık Kanserlerinin Görülme Sıklığı

Yumurtalık kanseri, en çok yaşlı kadınları, bu hastalığa yakalanmış yakın akrabaları olan kadınları, hiç çocuk doğurmamış kadınları, adetten kesildikten sonra kontrolsüz biçimde hormon tedavisi alan ve sürekli alkol tüketen kadınları etkilemektedir. Bundan başka, talk pudrası kullanan kadınlarda da yumurtalık kanserinin daha sık görüldüğü düşünülmektedir.

Yumurtalık kanserinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak kalıtsal özelliklerin ve hormonların hastalığın oluşumunda rol oynadığı düşünülmektedir. Erken yaştan itibaren çok sayıda çocuk doğuran, tüplerini bağlatan, uzun süre doğum kontrol hapı kullanan ve yumurtalık kanserine yakalanmış yakın akrabası olmayan kadınlarda bu hastalığın daha az görülmesi, bu düşünceyi desteklemektedir.

Yumurtalık kanserine yakalanmış kadınlarda, erken dönemde birbiriyle ilişkisiz gibi görünen ve çoğunlukla kötü huylu bir hastalığı düşündürmeyen pek çok belirti görülmektedir. Bu nedenle, hastalığın teşhis edilmesi gecikmektedir. Şişkinlik, kasık veya karın ağrısı, sırt veya bacak ağrısı, hazımsızlık, gaz, bulantı, kusma, kabızlık, iştahsızlık, sık idrara çıkma, cinsel ilişki sırasında ağrı, adet düzensizliği ve norma dışı vajinal kanama; yumurtalık kanserinin yol açtığı belirtiler arasında sayılabilir. Birkaç hafta boyunca her gün bu belirtilerden birkaçını yaşayan kadınlar, mutlaka hekimlerine başvurmalıdır

Yumurtalık kanserinin teşhisinde ilk basamak, fizik muayenedir. Ardından ultrason ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulmaktadır. Bazı kan testleri de tanıya yardımcı olmaktadır.

Yumurtalık kanserine yakalanan kadınlar için en uygun tedavi yöntemi, ameliyat olduktan sonra uygulanan ilaç tedavisidir (kemoterapi). İlaç tedavisinin uygulanamaması veya hastalığın ilerlemesi durumunda ışın tedavisinden (radyoterapi) yararlanılabilir.

Yumurtalık kanserine yakalanmış kadınların %45.5’inin tedavi sonrası beş yıl boyunca yaşadığı, erken teşhis durumunda bu oranın %92.7’ye çıktığı bildirilmektedir. Bu nedenle, erken teşhis çok önemlidir.           

Yakın akrabaları yumurtalık kanserine yakalanmış olan kadınlar yıllık kontrollerini aksatmamalıdır. Çocuk sahibi olmayı fazla ertelememek, emzirmek ve doğum kontrol yöntemi olarak tüpleri bağlatmayı veya doğum kontrol haplarını tercih etmek alınabilecek diğer tedbirler arasındadır.

Endometrium Kanseri

Kadınların üreme organlarında gelişen ve sadece kadınlara özgü kanserler dikkate alındığında, en sık görülen kötü huylu hastalık endometrium kanseridir. Endometrium kanseri genellikle 55 ile 65 yaşları arasındaki kadınlarda ortaya çıkmaktadır. Bu hastalık, hiç gebe kalmamış, hiç çocuk doğurmamış, ilk adet kanamasını erken yaşta görmüş, adetten geç yaşta kesilmiş şişman kadınları daha çok etkilemektedir. Yüksek tansiyonu ve şeker hastalığı olan kadınlar da risk altındadır.

Endometrium kanserine hangi etkenlerin yol açtığı tam anlamıyla bilinmemektedir. Ancak yumurtalıklardan salgılanan bazı hormonların ve bu hormonları etkileyen bazı ilaçların hastalığa neden olduğu düşünülmektedir. Rahim içi dokusunun kalınlaşması da bu duruma katkıda bulunmaktadır.

Endometrium kanserinin en önemli belirtisi normal dışı vajinal kanamadır. Bu kanama, adetten kesildikten sonra ortaya çıkabileceği gibi adetkanamasının yoğunlaşması biçiminde veya adet kanamalarından bağımsız olarak görülebilir. Rahim kanserinin diğer belirtileri arasında vajinal akıntı, karın ve kasık ağrısı yer almaktadır.

Hastalığın teşhisinde ilk basamak, rahim ağzı başta olmak üzere üreme sisteminin ayrıntılı olarak muayene edilmesidir. Muayene sırasında rahim ağzından sürüntü (smear) alınır. Ardından bir işlem yardımıyla, rahim içini örten dokudan parça (biyopsi) alınabilir. Üreme sisteminin bir bütün olarak değerlendirilebilmesi için ultrason ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılabilir.

Endometrium kanserine yakalanmış bir kadın için en uygun tedavi yöntemi, ameliyat olmasıdır. Hastalık henüz ilerlememişse, ameliyat sonrası ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanabilir. Hastalık ilerlemişse ilaç tedavisi (kemoterapi) daha faydalı olabilir.

Bu hastalığa yakalanmış kadınların %80’inin tedavi sonrası beş yıl boyunca yaşadığı, erken teşhis durumunda bu oranın %90’lara çıktığı ve geç teşhis durumunda aynı oranın %15’lere düştüğü bildirilmektedir. Bu nedenle, erken teşhis çok önemlidir.

Genital kanserlerden korunmak isteyen kadınlar, yıllık kontrollerini düzenli olarak yaptırmalı, normal dışı vajinal kanamaları olduğunda gecikmeden hekimlerine başvurmalı, hormon içeren ilaçları kontrolsüz olarak kullanmaktan ve şişmanlamaktan kaçınmalıdır. Yüksek tansiyonu ve şeker hastalığı olan kadınlar da mutlaka gerekli tedavilerini yaptırmalıdır. Sigara dumanından kaçınmak ve sigarayı bırakmak da alınabilecek bir başka önlemdir.

Sağlıklı günler dileğiyle.

Sosyal medya hesaplarımız: google business / instagram /